Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, "Bir millet stratejik önemi yüksek alanlarda
başarı sağlamadan, geleceğine ümitle bakamaz. Güçlü ülke, sadece ordusu,
ekonomisi, diplomasisi güçlü olan ülke değildir. Güçlü ülke, tarım,
hayvancılık ve gıda alanlarında da kendini ispatlamış ülkedir." dedi.
Beştepe
Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çiftçiler Buluşması;
Üreten Çiftçi, Büyüyen Anadolu, Gelişen Türkiye" isimli programındaki
konuşmasını yapmak üzere kürsüye giderken Erdoğan'a, salondaki çiftçiler
tarafından zeytin dalı verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasına
başlamadan önce zeytin dallarını kürsüye iliştirdi.
Konuşmasına,
"Çiftçi kardeşlerimizi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, milletin evinde,
bu gazi mekânda ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyuyorum." diyerek
başlayan Erdoğan, darbe girişimi gecesi bu gazi mekânın çevresinde 29
kişinin şehit, 36 kişinin gazi olduğunu hatırlattı.
Erdoğan,
birilerinin "Burası niye, ne için yapıldı?" dediklerini hatırlatarak
"İşte sizlerle beraber niçin yapıldığı ortada. Buralarla ilgili yargıya
gittiklerini biliyorsunuz değil mi? Ama tabii gittiler, avuçlarını
yaladılar çünkü yapılan yanlış bir şey yoktu. Her şey bu millet, vatan,
ülke içindi. Dolayısıyla hak yerini buldu." dedi.
Ülkenin 81 vilayetinden gelerek Külliye'yi onurlandıran çiftçilere teşekkürlerini ileten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Sözlerimin
hemen başında sizlerin vasıtasıyla ülkemizdeki tüm çiftçilerimize olan
minnettarlığımızı ifade etmek istiyorum. 15 Temmuz darbe girişiminin
püskürtülmesinde çiftçilerimiz gerçekten takdir edilecek bir duruş
sergilediler. Ak koyun ile kara koyunun belli olduğu o gece,
çiftçilerimiz en ön safta FETÖ'cü hainlere karşı mücadele ettiler."
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, vatanı ve bağımsızlığı uğruna kiminin bir yıllık hasadını,
kiminin traktörünü, kiminin canını, kiminin de canından aziz bildiği
evladını feda ettiğini söyledi.
"Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi, diye soran..."
Bir
dönem sırf kasketinden, kılık kıyafeti nedeniyle Kızılay'a
alınmayanların, 15 Temmuz gecesi Kızılay Meydanı'nda demokrasi destanı
yazdıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sizler
fedakârlığınızla 'Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?' diye soran
kibir abidelerine o gece büyük bir ders verdiniz. Sizler, 'Söz konusu
vatansa gerisi teferruattır.' sözünü o gece bir kez daha ete kemiğe
büründürdünüz. Sizler, her karış toprağı mübarek şehit kanlarıyla
sulanan bu aziz vatanın sahipsiz olmadığını dost düşman herkese ilan
ettiniz. Sizler lafa gelince 'Tankın üzerine ilk ben çıkacağım' diyen
ancak tankları görünce ilk kaçan, ilk sıvışan korkaklara da cesaret ne
demektir onu öğrettiniz. Yürek sizde, kürek onlarda. Ben buradan bir kez
daha 15 Temmuz gecesi canlarını, mallarını ve ciğer parelerini
bağımsızlığımız için feda eden tüm çiftçi kardeşlerime şahsım ve ülkem
adına şükranlarımı sunuyorum."
Erdoğan,
15 Temmuz gecesi kalleş kurşunların hedefi olan tüm şehitlere Allah'tan
rahmet, gazilere de acil şifalar dileyerek, salondakilerden şehitler
için Fatiha Suresi'ni okumalarını istedi.
"Güçlü ülke, tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında da kendini ispatlamış ülkedir"
Açıklanacak
yeni teşviklerin, ülkedeki hayvan yetiştiriciliğine yeni bir soluk ve
ivme kazandıracağına inandığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"Zira günümüzde, şu gerçeği artık hepimiz net bir şekilde görebiliyoruz.
Bir millet stratejik önemi yüksek alanlarda başarı sağlamadan,
geleceğine ümitle bakamaz. Güçlü ülke, sadece ordusu, ekonomisi,
diplomasisi güçlü olan ülke değildir. Güçlü ülke, tarım, hayvancılık ve
gıda alanlarında da kendini ispatlamış ülkedir." dedi.
Erdoğan,
bir devlet için savunma ve yerli silah sanayi ne kadar önemliyse gıda
güvenliğinin de aynı derecede ehemmiyetli olduğunu vurguladı.
Bir
milletin özgürlüğü için ekonomik imkânları ne kadar elzemse tarım ve
hayvancılığın da kendi kendine yeter olmasının o derece şart olduğunu
anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sofrasında
tükettiği gıdayı dışarıdan alan, en temel ihtiyaçlarını ithal eden bir
ülkenin 'bağımsızlık' iddiası havada kalmaya mahkûmdur. Gerek kendi
tarihimizde gerekse dünya tarihinde bunun sayısız örneğini görürüz.
Nüfus, silah ve asker bakımından güçlü olduğu halde, gıda kaynakları
yeterli olmadığı için yeryüzünden silinen toplumların, devletlerin
olduğunu biliyoruz.
Bunun için Türk
milletinin tarih boyunca iki ana mesleğe çok büyük önem verdiğine şahit
oluyoruz. Bunlardan ilki askerlikse, diğeri de rençperliktir, tarım ve
hayvancılıktır. Biz bu iki özelliğini daima korumuş, muhafaza etmiş bir
milletiz. Biz, Aşık Veysel'in ifadesiyle 'Benim sadık yarim kara
topraktır.' diyen, toprağa sevdalı, toprağa gönülden bağlı bir milletiz.
Onun için dikkat edin, toprak bizde anadır, toprak ana. Kaldı ki biz
topraktan geldik, tekrar toprağa gideceğiz. Bin yıldır onca saldırıya,
ihanete rağmen Anadolu'da tutunmamızın sırrı işte buradadır, bu
sevdadır."
Erdoğan, "Tarih boyunca
sömürgeciler, bizi vatan kıldığımız bu topraklardan söküp atamamışsa
bunda askerlik yanında tarım alanındaki gücümüzün, zenginliğimizin de
çok büyük payı vardır." değerlendirmesini yaptı.
En
güçlü olunan dönemlerde dahi toprağın ihmal edilmediğini kaydeden
Erdoğan, "Toprakla bağımızın kopmasına izin vermedik. Coğrafi olarak
sınırlarımızı genişletirken, tarım konusunda da tımar sistemi gibi
yenilikleri, yeni yöntemleri uygulamaya koyduk." dedi.
"Güçlü Türkiye'nin yolu, güçlü tarımdan geçer"
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, "Ülkelerin yükselişi de çöküşü de tarımla başlıyor. Bunun için
güçlü Türkiye'nin yolunun, güçlü tarımdan geçtiğini asla unutmamak
zorundayız." dedi.
Erdoğan, salonda bulunan çiftçilere, şöyle seslendi:
"Sizler,
ekmeğinizi topraktan çıkarıyorsunuz. Sizler, her bahar ilahi bir
müjdeye, bir mucizeye şahitlik ediyorsunuz. Sizler, toprağa atılan ölü
tohumun filizlenmesindeki o ilahi hikmeti bizzat görüyor, toprağın
bereketi ile ailelerinizi geçindiriyor, ülkemizi doyuruyorsunuz. Gönül
dostları ne güzel söylemiş; (Gökte uçan huma kuşu ne bilir dalın
kıymatın, kargayı kondurman dala ne bilir gülün kıymatın, çift sürüp
ekin ekmeyen, meydana sofra dökmeyen, arının kahrını çekmeyen ne bilir
balın kıymatın.)"
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, toprağın kahrını çekmeyenlerin onun kıymetini bilemeyeceğini,
toprakla hemhal olmayan, vakit geçirmeyen ve yaşamayan insanın toprağı
anlamasının da mümkün olmadığını vurguladı.
"Türkiye'nin en başarılı olduğu alanlardan biri"
Erdoğan,
"Bakıyorsunuz, hayatında köye gitmemiş, çiftçi kardeşlerimizin o
nasırlı ellerinden tutmamış, yer sofrasına bağdaş kurup tandır ekmeğinin
ucundan bölmemiş kişiler tarımla ilgili ahkâm kesiyor. Hadi canım sen
de... Kimi grup kürsülerinde, kimi televizyon ekranlarında sabah akşam
hükümetimizin tarım politikalarını eleştiriyor. Atalarımız, 'cahil cesur
olur' derler. Namık Kemal de 'zihni fukara olanın aklı ukala olur' der.
İşte bunlar da tarım konusundaki cehaletlerini, bilgisizliklerini
ukalalıklarıyla yüzsüzlükleriyle örtmeye çalışıyorlar." ifadesini
kullandı.
Türkiye'nin en başarılı
olduğu alanlardan birinin tarım ve hayvancılık olduğuna işaret eden
Erdoğan, "Bunun en yakın şahidi de sizlersiniz, çiftçilerimiz... Bu
ülkenin son 15 senede tarım ve hayvancılıkta nasıl mesafe kat ettiğini
en iyi sizler biliyorsunuz." diye konuştu.
"Ben
özellikle grup kürsüsünde ahkâm kesen, şecaat arz ederken sirkatin
söyleyen, her konuşmasında tarım ve hayvancılık konusundaki cehaletini
ifşa eden ana muhalefetin başındaki zata bunları şöyle kısaca
hatırlatmak istiyorum." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Son
15 yılda, nasıl ekonomide, ulaşımda, sağlık ve eğitimde ülkemizde çağ
atlatmışsak hamdolsun tarım, hayvancılık ve gıda alanında da Türkiye'yi
çok farklı bir noktaya taşıdık. Tarım, Cumhuriyet tarihinin hiçbir
döneminde görmediği ilgiye, alakaya ve desteğe bizim zamanımızda
kavuştu. Tarım politikalarımızı, günübirlik veya popülist yaklaşımlarla
değil, planlı, programlı, kısa, orta, uzun vadeli hedefleri olan
kapsamlı projelerle belirledik. Çiftçilerimizi, tarım politikalarımızın
merkezine koyarak onlara hak ettikleri değeri verdik. Üreticilerimize
son 15 yılda 103 milyar lira nakit hibe desteği verdik. Bu 103 katrilyon
demek. Ey ana muhalefetin başı, sen böyle bir rakamla hiç tanıştın mı
ya? 2002'de göreve geldiğimizde 1,8 milyar lira olan yıllık tarımsal
destek rakamını 2016'da 13 milyar liraya çıkardık. O da eski rakamla 13
katrilyon."
Çiftçilere mazot desteği müjdesi
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, çiftçilerin üretim maliyetini azaltmak için 2003 yılında ilk
kez mazot desteğini başlattıklarına dikkati çekerek, "Şimdi de 23 Şubat
2018 tarihinden itibaren çiftçilerimizin mazot maliyetinin yarısını biz
ödemeye başlayacağız. Hayırlı olsun. Rabbim inşallah bununla birlikte
bereketini de versin." ifadesini kullandı.
Gübre
desteğini 2005 yılında ilk kez doğrudan çiftçilere kendilerinin
verdiğini, 2002'de sadece 4 ürüne verilen prim desteğini 21 ürüne
çıkardıklarını, bu kapsamda 2013-2017 döneminde toplam 30 milyar lira
prim desteği verdiklerini belirten Erdoğan, ayrıca üreticilerin uygun
şartlarda finansmana ulaşmasını sağlayarak çiftçilerin omuzlarındaki
faiz yükünü hafiflettiklerini söyledi.
Çiftçilerin
2002'de çiftçilerin Ziraat Bankasından yüzde 59, Tarım Kredi
Kooperatiflerinden yüzde 69 faiz oranı ile kredi kullandıklarını
hatırlatan Erdoğan, göreve geldiklerinde bu faiz oranlarını zaman içinde
konulara göre sıfır ile yüzde 8,25 oranına kadar düşürdüklerini
bildirdi.
Böylece Ziraat Bankası ve
Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından kullandırılan tarımsal kredi
miktarında çok büyük artış sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, 2005
yılındaki Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile tarım
topraklarının amaç dışı kullanımını engellemek suretiyle çok daha farklı
bir adımı attıklarını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan, 2014 yılında yapılan yasal düzenleme ile ülkenin on yıllardır
kanayan yaralarından biri olan verimli arazilerin miras yoluyla
bölünmesine son verdiklerini, ayrıca arazi toplulaştırma çalışmalarıyla
yıllar içinde parçalanmış, küçülmüş, verimi düşmüş tarım arazilerini
tekrar üretime kazandırmak için adımlar attıklarını, Toplulaştırma
Yasası'nı çıkardıklarını bildirdi.
Kendilerinden
önceki 41 yılda 450 bin hektar arazide toplulaştırma yapıldığına
değinen Erdoğan, son 15 yılda bu rakamı 13,5 kat artışla 6,1 milyon
hektara çıkardıklarını belirtti.
Erdoğan,
"2023 yılına kadar 14,3 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasını
tamamlamayı, 8,5 milyon hektarlık alanın tamamını da modern sulama
teknikleri ile suya kavuşturmayı hedefliyoruz." dedi.
"Tarımsal üretim potansiyeli yüksek 192 büyük ovayı koruma altına aldık"
Toplam
alanı 6,1 milyon hektar olan tarımsal üretim potansiyeli yüksek 192
büyük ovayı koruma altına aldıklarını, toplam alanı 834 bin hektar olan
59 büyük ovanın daha koruma altına alınacağını bildiren Erdoğan, şöyle
devam etti:
"Böylece koruma altına
alınan ova alanını 7 milyon hektara çıkartıyoruz. Milli Tarım Projesi
kapsamında havza bazlı destekleme modeline geçtik. Belirlenen 941
havzada destekler bu modele göre verilmeye başlandı. 453 bin dekar
alanda mera ıslahı yapıldı. Üretimde verimliliği ve kaliteyi doğrudan
etkileyen sertifikalı tohum ve fidancılık ilk kez 2005 yılında destek
kapsamına alındı. Son 10 yılda bu alana 1 milyar liranın üzerinde destek
sağlandı. Araştırma geliştirme ve inovasyona yaptığımız yatırımlarla
tohumluk üretimimizi yıllık 145 bin tondan 958 bin tona çıkarttık.
Türkiye'yi tohum ihraç eden bir ülke konumuna getirdik. Tohumluk
ihracatımız 17 milyon dolardan 153 milyon dolara çıktı. Türkiye,
tarımsal hasılada Avrupa birincisi oldu. 2002 yılında 3,7 milyar dolar
olan tarımsal ihracatımız 2017 yılında 17 milyar dolara çıktı. Türkiye
tarımda net ihracatçı bir ülke konumuna geldi ama bunu ana muhalefetin
başı bilmiyor. Hangi ülkede yaşadığının farkında değil."
"Yetiştiricimizi sosyal güvence kapsamına alıyoruz"
Tarım
alanında elde edilen başarılarla yetinmediklerini, daha ilerisini
hedeflediklerini vurgulayan Erdoğan, "Rekabetin en yoğun olduğu
sektörlerin başında tarım geliyor. Ülkemizin ve değerli çiftçilerimizin
başarı çıtasını sürekli yukarıya taşıması gerekiyor. Bizler devlet
olarak daima sizlerin yanında olmayı sürdüreceğiz." dedi.
Erdoğan,
bugün açıklayacakları destek projesiyle tarım ve hayvancılık alanında
yeni bir dönemin kapılarının aralanacağını ifade ederek şunları söyledi:
"Ülkemizde
hayvan yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık koyun ve sığır sayısını
arttırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına önemli katkı sağlamak
üzere inşallah bugün bir adım atıyoruz. Bu projeyle talep
eden yetiştiricilerimize TİGEM aracılığıyla Ziraat Bankasından kredi
kullandırarak 300 başa kadar damızlık koyunu ve yemini temin ediyoruz.
Üreticinin bakım hizmet bedeli ve sigortasını avans olarak ödüyor,
doğacak kuzulara da alım garantisi veriyoruz. Bunlara evlatlarınız gibi
bakacaksınız, ona göre de bunları yetiştireceksiniz. Yetiştiriciye
verilen avansları da üreticilerden alınacak kuzuların bedellerinden
mahsup edeceğiz. Sığır yetiştiriciliğini geliştirmek, damızlık sığır
sayısını artırmak ve kırmızı et ihtiyacının karşılanmasına katkı
sağlamak üzere ise Ziraat Bankası kanalıyla yetiştiricilerimize hayvan
ve yem temini için yüzde 10 sübvansiyonlu kredi sağlıyoruz. Tarım Kredi
Kooperatifleri aracılığıyla damızlık düve veriyor, bu düvelerin,
koyunlarda olduğu gibi veterinerlik, aşı ve küpe hizmetlerini bedelsiz
karşılıyoruz. Ayrıca TARSİM sigortasının yetiştiriciye düşen kısmını
devletin ödemesini sağlıyor, yetiştiricimizi sosyal güvence kapsamına
alıyoruz. Yetiştiricimiz kredi borcunu ilk 2 yılı geri ödemesiz -bak bu
kıyağı da unutmayın- 7 yılda bankaya ödüyor. Böylece hem başlangıçta
imkân sağlayıp, hem de üretime alım garantisi vererek hayvancılıkta hep
yeni bir dönemin kapılarını aralıyoruz."
"Daha güçlü bir tarım sektörü için omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz"
Diğer
taraftan her köyü bir işletme mantığıyla ele alıp bitki üretimine de
farklı bir vizyon kazandıracaklarını bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Tarım
Kredi Kooperatifleri aracılığıyla üreticilerimizin girdi teminlerini
kolaylaştırıyor, elde ettikleri ürünlere yine alım garantisi veriyoruz.
Böylece inşallah Bakanlık ve çiftçinin üretimin her aşamasında birlikte
hareket ettiği, koordineli çalıştığı bir sistemi hayata geçiriyoruz.
Girdi teminiyle çiftçilerimizin ekim sezonu öncesindeki finans
problemini çözüyor, aracılara olan bağımlılığı azaltıyoruz. Ayrıca bizim
en önemli geleneklerimizden olan imece sistemini, yani çiftçilerin
kendi aralarında birlikte çalışma kültürünü geliştireceğiz. Tüm bu yeni
hizmetlerin hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan,
son 15 yıldır olduğu gibi ilerleyen süreçte de çiftçilerin yanında olup
onları tüm güçleriyle desteklemeye devam edeceklerini belirterek
çiftçilere hitaben şunları kaydetti:
"Biz
sizlere güveniyoruz. Biz toprağına gözü gibi bakan, gerektiğinde vatanı
için varını yoğunu ortaya koyan siz çiftçi kardeşlerimize inanıyoruz.
Biz el ele verdiğimiz zaman evelallah üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir
yükün, hiçbir sorunun olmadığının bilincindeyiz. Daha güçlü bir tarım
sektörü ve daha güçlü bir Türkiye için omuz omuza çalışmaya devam
edeceğiz. İnşallah hep birlikte ülkemizi 2023 hedefleriyle 2053 ve 2071
vizyonlarına kavuşturacak hamleleri gerçekleştireceğiz."